|
|
 |
|
biyografi |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Karadeniz müziği, Anadolu Rock, nitelikli müziğe inanlar, önemli bir ismi en verimli olabileceği dönemde yitirdi. Otuz üç yaşındaydı Koyuncu; yıllardır müziğin içinde olmasına karşın 2000'li yıllarda Gülbeyaz, Sultan Makamı gibi televizyon dizilerine yazdığı müziklerle ünlenmişti.
Karadeniz'in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; Fırtına Deresi'ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu.
Müzikte de, birkaç halk müziği sanatçısının tekelinde kalmış Karadeniz bölgesinin müziğini, evrensel normlarda yayımlamayı deneyerek, önemli çıkış yapmıştı.
1972 Artvin/Hopa doğumlu Koyuncu, yirmi yaşında Dinmeyen adlı müzik grubu'na katılmış, 1993'de Mehmedali Barış Beşli ile, Lazca müzik yapmak amacıyla Şuku grubunu kurmuştu. İki arkadaş bir yıl sonra aralarına İlhan Karahan ve Metin Kalaç'ı da alarak grubun adını Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) dönüştürmüş ve 1995 başında Va Mişkunan (Bilmiyoruz) albümüyle Lazca rockın ilk örneğini vermişti. Lazcayı yaşatmak amacıyla Lazca rock yapıyorlardı. Plak şirketleri ise bu soundu 'Soft Laz Rock' diye tanımlıyordu.
O günlerde grup elemanları Lazca dilinin yaşatılmasına rock yoluyla katkıda bulunmayı amaçladıklarını, rock müzikteki dinamizmle yöre insanının enerjisinin örtüştüğünü görünce heyecanlandıklarını anlatıyor, Lazca'nın rockın sert söyleyişine de uygun olduğunu belirtiyorlardı.
Dört yıl içinde Zuğaşi Berepe, kamuoyuna pek yansımasa da önemli işler yaptı ve konserlerle hedefini gerçekleştirmeye çalıştı. Bu etkinliklerden Brüksel konseri sırasında canlı kayıt edilen parçaları, kısıtlı sayıda bastırdıkları Bruxel Live (1998) adlı albümde bir araya getirdiler.
Gruptaki eleman sayısı arttıkça müzikal yapı da güçlenmişti. Kazım Koyuncu (vokal, akustik gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (elektrikli gitar), Uğurcan Sezen (klavye), Zülküfil Murat Dilek (davul), Metin Kalaç (kayıt) Lazcayı yaşatmanın yanında aşk şarkılarına katılan sert söylemli yapıtlar ve modern rock anlayışı üzerine oluşturdukları çizgiyle de kabul görmeye başlamışlardı.
Zuğaşi Berepe, Va Mişkunan albümünden dört yıl sonra İgzas (Gidiyor) adlı albümüyle bu çabayı listelere taşıdı. Yedi Lazca, bir Hemşince, bir de Türkçe sözlü parçadan oluşan albümün müzikal zenginliği, rockın çeşitli tonları arasında akıllıca gidip gelen sounduyla 1998'in en iyi yerli yapıtlarından biri oldu. Lazca'nın öne çıktığı kültürel bir misyonun yanında sıkı bir rock albümü özelliği de taşıyordu İgzas (Parçaların Türkçe anlamları kapakta verilmişti). Bu albümde Kazım Koyuncu (vokal, gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (gitar), Uğurcan Sezen (tuşlular), Zülfikil Murat Dilek (davul), Mahmut Turan (tulum), Metin Kalaç (kayıt), Mehmedali Barış Beşli'den (vokal) oluşan grubun, doğayı katledecek Çamlıhemşin'deki Fırtına Deresi'nin üzerine yapılacak santrale karşı kampanyayı desteklemesi de İgzas'ın diğer bir özelliğiydi.
Grup 2000'lerin başında dağılınca, kuruculardan Kazım Koyuncu yoluna tek başına devam etmeyi kararlaştırdı ve solo albümleri Viya (2002) ile Hayde'yi (2004) yayımladı. Anadolu Rock'a kayan soundla ürettiği müziği kısa sürede büyük ilgi görüp, yaptıkları geniş kitlelere tam ulaşmaya başlamıştı ki hastalandı Koyuncu. Akciğer kanserine yakalanmıştı.
Pes etmiyordu; tedaviyi sürdürürken Trabzonspor için marş bile yazmıştı. Ancak günden güne direnci zayıflıyordu; adına düzenlenen konsere çıkamamıştı. Sonunda 25 Haziran tarihinde ajanslardan şöyle bir başlık düştü: 'Karadeniz'in genç sesi sustu'
(..... Müziğe çocukken, ortaokul birinci sınıfta, Mandolin çalarak başladım. Sonra biraz gitara merak sardım. İstanbul'da universiteye geldikten sonra muzikle yoğun olarak ugraşmaya başladım. Profesyonel olarak 1992 yılından buyana muzikle ugraşıyorum. İlk muzik grubunu 92'de kurduk. "Dinmeyen" isminde Türkçe muzik yapan politik bir gruptu bu. ( 96'da "Sisler Bulvarı" adlı bir albüm yaptıktan sonra grubumuz dağıldı.) Dinmeyen'i kurduktan hemen sonra 93 yılında "Zuğasi Berepe (Denizin Çocukları)" isimli yeni bir grup kurduk. Yani hem "Dinmeyen" devam ederken hem de bu grup devam etti. "Zuğasi Berepe" ile 95'de "Va Mişkunan" (Bilmiyoruz), 98'de "İgsaz" (Gidiyor) isimli albumleri yaptık. Sonra 98'in sonunda "Zuğasi Berepe" de dağıldı. Ben o tarihten itibaren tek başıma muzik yapmaya devam ettim. "Salkım Söğüt" isimli bir proje vardı. Şuana kadar 4 tane çıktı. "Salkım Söğüt" projelerinin ikincisinde, 3 şarkıyla yer aldım. Ondan sonra 2001 yılında ilk solo albümüm "Viya"yı çıkardım......) - ( .... Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Ç´e" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya. ...)
1972 - Hopa'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Hopa'da tamamladı.
1989 - İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesine girdi.
1990 - Çağdaş Sanat Atölyesinde çalışmaya başladı.
1991 - Ali Elver ile birlikte Dinmeyen müzik topluluğunu kurdu. Aynı yıl Çağdaş Oyuncuların sahneye koyduğu ''Faşizmin korku ve sefaleti'' adlı oyunun müziklerini yaptı.
1993 - Mehmedali Barış Beşli ile Dünyanın ilk ve tek Laz rock toplulugu ''Zuğaşi Berepe''yi kurdu.
1995 - Zuğaşi Berepe ''Va mişk´unan''
1996 - Dinmeyen ''Sisler Bulvarı''
1998 - Zuğaşi Berepe ''Brüxel Live'' ve ''İgzas''
2000 - ''Salkım Söğüt 2'' adlı ortak çalışma
2001 - İlk solo albüm ''Viya''
2002 - Gülbeyaz dizi müzikleri
2003 - Kemal Sahir Gürel ile birlikte ''Sultan Makamı'' dizi müzikleri
2004 - İkinci solo albüm ''Hayde'' sanatçının popülaritesini daha da arttırdı.
Karadeniz müziğinin güçlü temsilcilerinden Fuat Saka,Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte düzenledikleri,büyük ilgi gören Hey Gidi Karadeniz KOnserler dizisininde öncülüğünü yaptı.
2004 ün sonlarında akciğer kanseri teşhisi konuldu ve tedavi görmeye başladı.25 Haziran 2005'de, 33 yaşında, tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi'nde yaşamını yitirdi...
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
İYİMSERLİK ANDI |
|
|
|
|
|
|
İYİMSERLİK ANDI
Aklımın dinginliğini hiçbir şeyin
bozmasına izin vermeyecek kadar güçlü olmaya,
Karşılaştığım herkesle sağlık,
mutluluk ve başarıdan söz etmeye,
Tüm arkadaşlarımın
kendilerini değerli hissetmelerini sağlamaya,
Her şeyin aydınlık yüzüne bakmaya ve
iyimserliğimin gerçeğe dönüşmesine çabalamaya,
Yalnız en iyiyi düşünmeye,
yalnız en iyi için çalışmaya ve
en iyiyi beklemeye,
Başkalarının başarısından
kendiminki kadar coşku duymaya,
Geçmişin yanlışlarını unutmaya ve
gelecekte daha büyük başarılara ulaşmak için
var gücümle çalışmaya,
Her zaman neşeli bir yüz ifadesine sahip olup,
selamladığım her canlı varlığa gülümsemeye,
Kendimi geliştirmeye,
başkalarını eleştirmeye
zaman bırakmayacak kadar çok zaman vermeye,
Kaygılanmayacak kadar yüreğim geniş,
kızgınlığa kapılmayacak kadar yüce,
bozguna uğramayacak kadar güçlü
ve üzüntüye kapılmayacak kadar
mutlu olmaya
KENDİME SÖZ VERİYORUM!
|
|
|
|
|
|
 |
|
ÖĞRENDİMKİ |
|
|
|
|
|
|
ÖĞRENDİM Kİ ...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız .
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz , gerisini karşı tarafa bırakırsınız .
ÖĞRENDİMKİ
-------------------
Güveni geliştirmek yıllar alıyor , yıkmak bir dakika .
ÖĞRENDİMKİ
--------------------
Hayatında nelere sahip olduğun değil , kiminle olduğun önemli .
ÖĞRENDİMKİ
-------------------
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil , kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir .
ÖĞRENDİMKİ
--------------------
İnsanlarin başına ne geldiği değil , o durumda ne yaptıkları önemli .
ÖĞRENDİMKİ
-------------------
Ne kadar küçük dilimlersen dilimle her işin iki yüzü var .
ÖĞRENDİMKİ
-------------------
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek , hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun .
ÖĞRENDİMKİ
-------------------
Sen tepkilerini kontrol edemezsen tepkilerin hayatını kontrol eder .
ÖĞRENDİMKİ
--------------------
Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor .
Öğrendim ki ...
Bazı insanlar sizi çok seviyor ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor .
ÖĞRENDİMKİ
-------------------
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz bazıları hiç karşılık vermiyor .
ÖĞRENDİMKİ
----------------------
Para ucuz bir başarı .
ÖĞRENDİMKİ
--------------------
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları seni kaldırmak için elini uzatır .
ÖĞRENDİMKİ
---------------------
İki insan aynı şeye bakıp tamamen farklı şeyler görebilir .
ÖĞRENDİMKİ
---------------------
Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar daha uzun yol yürüyor ."
ÖĞRENDİMKİ
--------------------
Hic tanımadığın insanlar,iki saat içinde , senin hayatını değiştirebiliyor .
ÖĞRENDİMKİ
--------------------
Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez .
ÖĞRENDİMKİ
--------------------
Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor .
ÖĞRENDİMKİ
-------------------
Tecrubenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok , ne tür deneyimler yaşadığınızla var .
ÖĞRENDİMKİ
--------------------
Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir . Onları affetmek gerekir .
ÖĞRENDİMKİ
---------------------
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor . Bazende insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor .
ÖĞRENDİMKİ
----------------------
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor .
|
|
|
|
Bugün 21 ziyaretçi (21 klik) kişi burdaydı! |